KIRSAL KALKINMA GİRİŞİMİ VI. TOPLANTISI “Kırsal Kalkınma Çalışmalarında Toplumsal Cinsiyet” 5-7 Kasım 2010 Nallıhan – ANKARA


KIRSAL KALKINMA GİRİŞİMİ VI. TOPLANTISI
“Kırsal Kalkınma Çalışmalarında Toplumsal Cinsiyet”
5-7 Kasım 2010
Nallıhan – ANKARA

05 Kasım 2010 Cuma
Nallıhan Belediye Başkanı  A.Adnan Okur’un açlılış konuşmasından sonra Nallıhan Kaymakamı Ömer Toraman bu toplantı sonuçlarında elde edilecek ürün ve kararlar önemlini vurguladı ve KKG’yi ağırlamanın bu anlamda önemli olduğunu söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çalıştayın zeminini taşra kırsal alan oluşturuyor. Bizler de bu alanlarda yakın bir çalışma içersindeyiz. bizim da gözlemlerimiz oluyor. Türkiye dönüşüyor, kırsal da dönüşüyor. kırsal boşalıyor. inanılmaz bir göç yaşanıyor sadece Nallıhan değil Türkiye’nin kırsalı boşalıyor. İş gücü kente akıyor. Kırsaldaki işletmelerin büyük işletmelere dönüşmesi mümkün olmuyor. Tarımsal alanlar boşalıyor. Tarımsal üretim Türkiye’nin altında kalıyor. Bunun bir örnegi baklagilde temel üretici olan Türkiye bu ürünlerde düşüş yaşıyor ve dışarıdan ithal ediliyor. Küçük aile işletmelerinde özellikle kadın emeği ve kısmen çocuk emeği kullanılıyor , çok ağır şartlarda ve özveriyle çalışıyorlar . Orta ölçekli işletmeler çıkmadı bu aile işletmelerden.  Bu kırsaldaki insanımızın bilinçsizliğinden olabilir. ama buralardan kadın işletmecilerin çıkması bekleniyor. Oran olarak çok az tabii fakat kadınların tarımın kalkınmasına çok önemli bir katkısı var. diğer gözlemim kırsal kesimin örgütlenememesi, üretici birliklerinin oluşamaması. Burda böyle bir deneyim yaşadık ama sonuçsuz kaldı. Ancak sevindirici olan kadınların kooperatiflerinin diğerlerinden ayrılması gereken hususlar taşıması. burda da buna benzer örgütlenmeler  var ve bu kooperatifler başarılı oluyor. Olacaklarına da inanıyorum. ümit ediyorum burdaki fikirler bizim de ufkumuzu açar ve istifade ederiz.”
Rahmi Demir, Kırsal Kalkınma Girişimi hakkında kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra 1. oturuma geçildi. Bu oturumun moderatörü Rıfat Dağ oturumun başında : “Türkiye’de toplumsal cinsiyet konusunda bir avuç insanın ve bir elin parmakları kadar kurumun ilgilendigini söylemek zorundayım. Toplumun aydınlatılacağına inanıyorum. Toplumda kadının statüsünün dinsel temelde yer bulduğuna inanıyorum... Türkiye çok ağır bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Göç olur kadın çeker çilesini, iç savaş olur yine kadın çeker, toplumsal olaylar olur yine kadın çeker. Bugün burada yapacağımız çalışma çok önemlidir. önemli sonuçlar çıkacağına inanıyorum” şekilde bir giriş yaptıktan sonra Doç Dr. Bülent Gülçubuk “Tarımsal işgücü ve Kadın” başlıklı sunumuna geçmiştir.
BKZ. EK1
Birinci oturumun bir diğer konuşmacısı Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Grubundan Nazik Işık “Genel olarak Toplumsal Cinsiyet kavramı” başlıklı sunumunu yapmıştır:
BKZ.EK2
Son olarak “Kırsal alanda sosyal güvenlik politikaları ve kadının konumu” başlıklı sunum için toplantıya katılamayan Yrd. Do. Dr. Şenay Gökbayrak’ın tebliği okundu.
Kırsal Alanda Kadın İstihdamı ve Sorunlar
Türkiye’de her ne kadar süreç içerisinde kadın istihdamında kırsal alanda payı azalsa da, tarım kesimi kadın istihdamında hala öncelikli sektör olmayı sürdürmektedir.  TUİK Hanehalkı İşgücü İstatistiklerine göre, Türkiye’de kırsal alanda 15 + yaş kadınların istihdama katılım oranı 1999 yılında %46,3 iken, 2008 yılında %32,9’a gerilemiştir.  Bu gerileme esas olarak, tarım sektörüne verilen desteklerin süreç içerisinde azalması sonucunda, tarım kesiminde oluşan istihdam azalışının sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kırdan kente göç sonucu kentlerde toplanan eğitim ve vasıf düzeyi düşük kadın işgücü geleneksel istihdam alanından kopmakta ve görünmezliği daha da artmaktadır.
Kırsal kesimde kadınların işgücüne katılımı kentlere göre yüksek olmakla birlikte; kırsal alanda üretim ve istihdamın yapısal özellikleri ve geleneksel patriyarkal değerler, kadın istihdamını korunaksız kılan ve değersizleştiren ve sürekli kendini yeniden üreten bir süreci ortaya çıkarmaktadır. Kırsal kesimde kadınların üretime ağırlıklı bir biçimde ücretsiz aile işçisi olarak katılımı, her ne kadar üretim sürecinin her aşamasında kadınların üretime önemli ölçüde katkıda bulunsa da, emeğinin karşılığını alamama ve bu ölçüde de değersizleşmesine ve görünmezliğine yol açmaktadır. Topraksız aileler için, kadının ücretli işçi olarak üretim sürecine katılımı söz konusu olsa da, gerek ücret düzeylerinin düşüklüğü gerekse de elde edilen gelirin kontrolünün kadında olmaması kadın emeğinin değerlenmesi anlamında ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Kırsal kesimde kadın emeği sadece üretim sürecinde değil; hane halkının yeniden üretim faaliyetlerini de gerçekleştirmekte; ancak geleneksel patriyarkal değerler kapsamında kadının hane içi faaliyetlere yönelik emeği görünmez kılınmaktadır. Dolayısıyla kırsal kesimde, kadınlar hem üretim hem de yeniden üretim faaliyetleri açısından öncelikli bir risk grubu olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Söz konusu durum, çocuk emeğinin yaygın kullanımı nedeniyle, kuşaklar arasında da farklılaşmamakta, sürekli bir biçimde kendini yeniden üretmektedir. Kadının kırsal kesimde istihdam ve toplumsal statüsünün sergilediği özellikler kadınların bir vatandaşlık hakkı olan sosyal koruma hakkından da dışlanmasını beraberinde getirmektedir.
I.                    Kırsal Alanda Kadınların Sosyal Güvenlik Hakkından Dışlanması
Geleneksel olarak tarım kesiminde çalışmanın sergilediği özellikler, sosyal güvenlik kapsamının söz konusu sektörde genişletilmesi ve sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır. Tarım kesiminde işim mevsimsel niteliği, üretim ve dolayısıyla gelirin doğa koşullarına bağlı oluşu ve özellikle tarım sektöründe küçük aile işletmeciliği,  sektördeki çalışanların sosyal güvenlik kapsamına alınmasını hem zorlaştırmakta; hem de çalışmadan elde gelirin sürekli ve düzenli olmaması, sosyal güvenlik sistemine önemli bir katkı ve riayet sorununa işaret etmektedir.  Dolayısıyla, tarım kesiminde çalışanların tümü için sosyal güvenlik şemsiyesine altına girmede ve orada kalmaya ilişkin çok ciddi sorunların olduğu görülmektedir.
Kadınlar açısından bu sorunlar ise, kadın emeğinin görünmezliği ve kayıt dışı olmasından dolayı önemli ölçüde artmaktadır. Mevcut sosyal güvenlik sistemimiz içerisinde, tarım kesiminde sosyal koruma çalışma statüsünün farklığına (bağımlı çalışan ve kendi hesabına çalışan ) göre tarım- SSK’lısı ve tarım-BAĞKUR’lusu diye iki farklı sosyal koruma biçimi olarak gelişmiştir. Ancak, tarım sektöründe küçük üreticiliğin yaygın yapısı ve tarım sektörü işletmelerinde kurumsallaşmanın olmaması, bağımlı çalışan sayısının azlığına ve kayıt dışılığa neden olmaktadır. Tarım sektöründe kendi hesabına çalışma ise, esas olarak üretim sürecindeki işbölümünde erkeklere özgü bir çalışma olarak ortaya çıkmakta; kadının ağırlıklı olarak üretim sürecine ücretsiz aile işçisi olarak girmesi, kadının otomatik olarak sosyal güvenlik sisteminden dışlanmasını beraberinde getirmektedir. Kadın, şayet babası ya da kocası sosyal güvenlik sistemi kapsamında ise, bağımlı olarak, bir erkek üzerinden sistemden faydalanabilmektedir. Ancak tarım sektöründe kayıt dışılığın yaygınlığı, sektörü izleme ve kurallara uygunluğu sağlatmada yaşanan güçlükler, sisteme gelir azalığı ve/veya düzensizliği nedeniyle katkı yapmakta yaşanan güçlükler bu olanaktan da yararlanmayı engellemektedir. Nitekim Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, 2010 yılının ilk altı ayında tarım bağkurlularını da kapsayan kendi hesabına çalışanlarda sosyal güvenlik kapsamın bir önceki yıla göre ortalama %5-6 oranında azaldığı, üretim ve hasat mevsimi olarak kabul edebileceğimiz Temmuz ve Ağustos aylarında ise ancak ortalama %2,5 düzeyinde arttığı görülmektedir. Ancak bu artışta tarım kesiminin payını ortaya koyabileceğimiz düzeyde, tarım kesimi kapsam ve prim gelirlerine ilişkin  veriler bulunmamaktadır .
Gerçekleştirilen son sosyal güvenlik reformu ise, sosyal güvenlik hakkına erişimde, genel olarak kadını özelde ise tarım kesiminde çalışan kadını sistemden bütünüyle dışlayacak özelliklere sahip bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un, kapsama ilişkin 4. Maddesi, zorunlu sigortalı sayılamayacak olan birçok kategori tanımlamaktadır. Bu kategoride sayılan işlerde çalışanların özelliklerine bakıldığında, ağırlıklı olarak kadınlar tarafından gerçekleştirilen işlerin, zorunlu sigorta kapsamından dışlandığı görülmektedir. İşverenin ücretsiz çalışan eşi, konut içinde yapılan işlerde çalışanlar, ev hizmetlerinde çalışanlar (gündelikçiler), tarım işlerinde süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımsal faaliyette bulunup aylık geliri prime esas günlük kazancın alt sınırının otuz katından az olanlar zorunlu sigorta kapsamı dışında tutulmaktadır. Dolayısıyla, tarım sektöründe çalışan önemli bir işgücü kitlesinin ve bunun içerisinde de kadınların sistemden otomatik olarak dışlandığı görülmektedir.  Söz konusu grup kanunda belirtilen şartları (Türkiye’de ikamet etmek; zorunlu sigortalı olmamak veya ay içerisinde otuz günden az ya da tam gün çalışmamış olmak; 18 yaşını doldurmuş olmak; kuruma başvuruda bulunmak) yerine getirmek suretiyle isteğe bağlı sigortalı olabilmektedirler.
Ancak genel olarak tarım kesiminde çalışanlar özelde ise tarım kesimindeki kadın işgücü için sorun, sigortalı olup olmama isteği değildir. Sorun, mevcut çalışma biçimi ve gelir düzeyinin düşüklüğü ve düzensizliği nedeniyle, sigorta esasına dayalı koruma anlayışının gerektirdiği sisteme düzenli katkı yapamama sorunudur. Bu yapısal özelliğinin yanı sıra, kayıt dışı istihdamın yaygınlığı ve tarım sektöründe üretken ve kurumsallaşmış üretim süreçlerinin olmaması gibi yapısal nedenler, sosyal güvenlik sistemi kapsamına girişi önemli ölçüde engellemektedir.
Sistemin prim ödemeyi gerektiren sigorta ayağından dışlanma, tarım kesiminde geniş bir kadın işgücünü sosyal yardım ve hizmetlere bağımlı kılmaktadır. Ancak sosyal yardımların mevcut durumda uygulanış biçimi çok ciddi ve önemli sorunlara işaret etmekte; yardımların dağıtımına ilişkin ciddi soru işaretlerini ortaya çıkarmakta; yoksulluğun oldukça yaygın ve gelir dağılımı adaletinin bozuk olduğu bir sistem içerisinde, bu tip yardımların finansman sorununu beraberinde getirmektedir.
Yukarıda sıraladığım başlıklar kapsamında, sosyal güvenlik sisteminin gerek primli gerekse primsiz basamağına ilişkin yaşanan geniş ölçekli kapsam sorunu ise emeği görünmez olan kadın işgücünü öncelikle etkilemektedir. Kadın işgücü bir şekilde kapsam içerisinde olsa bile, gelir düşüklüğü ve istihdamda sürekli olamaması nedeniyle, sistemin özellikle emeklilik için getirdiği uzun süreli çalışma ve prim ödeme gününü sağlayamamakta; dolayısıyla işgücü piyasalarında yaşanan eşitsizlik kadının sadece bugününü değil geleceğini de etkilemekte ve eşitsizliğin zamanlar arası transferine neden olmaktadır.
II.                  Sorunun Çözümü Kadın Emeğinin Görünür Kılındığı Düzenli İşgücü Piyasalarının Yaratılmasından Geçmektedir !
Türkiye’de kırsal kesimde kadın emeğini görünür kılmak ve insana yakışır iş bağlamında çalışma koşulları yaratmak, öncelikle tarım kesiminde üreticiliğin kurumsallaşması ve üretken kılınmasını sağlayacak makro-ekonomik politikaları gerekli kılmaktadır. Tarım kesiminde üreticiliğin kurumsallaşması ve yapısal sorunlarından arındırılmasının, söz konusu işletmelerde kayıt dışılığı azaltacağı ve kadın istihdamını görünür kılacağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, kırsal kesimde kadın işgücünün eğitim ve vasıf düzeyini yükseltecek sosyal olanakların yaratılması, farklı alanlarda kadın girişimciliğini desteleyen ve sürdüren politikaların uygulanması kadın emeğinin görünür kılınmasına ve bu bağlamda da sosyal güvenlik sistemine dahil olma şansının artmasına neden olacaktır. Kırsal kesimde çalışan kadınların sosyal güvenlik kapsamına alınmasına ilişkin gelişmekte olan ülkelerde uygulanan ve yenilikçi olarak değerlendirilen mikro sigorta ya da refah fonları gibi modellerin ise, kadın istihdama ilişkin yapısal sorunlar çözülmeden başarı şansının olmadığı görülmektedir. Söz konusu sistemlerin sigorta esasına dayanması ve homojen bir gruba yönelik olarak kurulması, sosyal sigorta sisteminde yaşanan katkı ve sürdürülebilirlik sorunlarının burada da ortaya çıkmasına neden olmakta ve sistemler bir süre sonra ortadan kalkmaktadırlar. Dolayısıyla, sorunun çözümü, sosyal güvencenin istihdam ile birebir ilişkili olduğu gerçeği göz önüne alındığında, cinsiyet eşitliğini göz ardı etmeyen düzenli istihdam yaratıcı ve koruyucu aktif politikaların varlığına sıkı sıkıya bağlı olarak değişecek bir nitelik taşımaktadır.
Soru Cevap bölümü:
  1. Soru: toplumsal cinisyet sadece kadınların degil erkeklerin de icine sıkıştırkları bir rol. Kırsalda baktığımızda kadın çok avantajsız ama orta sınıfta erkeklere baktığımızda sıktının arttığını görüyoruz. Bunu açıklar mısınız?
  2. Soru: Bülent hoca ve kaymakama itirazım olacak. Kapitalistleşme dediğimiz şey kırsal kalkınmada kadınların sorunlarını arttıran bir şey. Küçük işletlemeler dediğimiz büyüklerin  işletmelerle rekabet edemeyecek işletmeler. Kapitalsit sitemin refah algısıyla bu işletmelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri mümkün değil. Sürdürülebilir bir yaşam söz konusu olabilmesi için küçük işletmelerin varlığı önemli.
  3. Soru: kadın iş gücünün 50lerde yaşama katkılarına daha yüksek oldugunu bu katılımın son yıllarda daha düştüğü söylendi bunun sebepleri nedir? şu anda Türkiye’nin yaşadığı ciddi bir iş gücü sorunu var. İthalatın sebepleri nedir, çözümleri nedir?
  4. Soru: kadınları iş gücüne katılımının azalması teknoloji dedik. nedenleri başka neler vardır. nitelikli artan bir iş gücü yok. özürlülerin orani kadınlarda daha çok neden?
  5. Soru: Mevsimlik tarım işçilerinden kadınlar çalışma alanları dışına çıkamıyorlar. Yerel kolluk kuvvetlerinin müdahalesini gerektirecek böyle bir yasal yasak mı var.
  6. Soru: Bir sektörün feminizasyonu kavramı doğru bir kullanım mı? buna ihtiyaç var mı ve bu dogru bir kullanım mı?
  7. Soru: Kırsal için değerledirdiğimizde kadının dumunu gözden geçridiginde erkekler dünyası problemli bir alan. Kırsal alanda kadınların güçlendirilmesi dediğimizde çalışma yöntemi ne olmalı bunu nasıl tarif edersiniz?
  8. Soru: Dernegimizin üyesi %85i çiftçi kadınlar. Bülent hocaların sunumunda küçük işletmeler tavsiye edilirken kadınların iş gücüne katılımı azalmış. hem toplumsal cinsiyetr bakış açısı ile bakıp kalıplardan kurtulabilirsek, bunu kırmak üzere bir mücadele başlatabilirsek bununla baş edebiliriz. sorunun kökeninde iki şey vardı; küçük işetmelerin tasviyesi ve bakış açısı vardı sunumlarda teşekkürler. Salondan müdahale: toplayıcılık ve avcılık iş bölümünden başlıyor bu zihniyet.
  9.  Soru: nallıhan trurizm dernegi üyesi, emekli öğretmen. kırsal kalkınmanın önemi benim için yıllaca oralarda ögetmenlik yaptım. şartları çok iyi bilirim. kadın iş gücünün değerlendirlmesine önem vermeliyiz. Köylerdekiler şehirlerdeki kadınlara özeniyorlar. köyden şehre göç başlıyor.
  10. Soru: Feminist mücadele konsusunda benzer deneyimler yaşamış ülkeler var mı yani Türkiye’de feminizm daha kent soylu bir haraket olarak yürüyor. İngiletere’de sufrajetler daha işçi sınıfına yakındı. bizim gibi olan bir ülke var mı?
Konuşmacı cevapları:
Nazik Işık: emeğin ticarei ürünler elde ederek şekillenmesi ile kadınlaşan sektörler var. yine de insanların ücretli emekle karşı karşıya gelmesi önemli. ne üretirlerse üretsinler onları hangi alanlarda nasıl kimlikler kazandıldıgını konuşarak dikkate alınması lazım. kadınları evden dışarı çıkarmadan üretmekten bahsetmiyoruz. iş organizasyonu yapmak, pazarlama yapmak, sözleşme yapmak örgütlenmek vb işlerle bağlantılı bir çok alan var. insanların çalışması ve ne yaptığı üzerinden bir araya gelmesini tercih ederim. erkeklerdeki negatif etkiler kolusunda aşırı sert olmaya zorlanmak gibi kılıbık olmakla suçlanmak toplumdan dışlanmak vb söz konusu olabilir. evi geçindirmek erkekler için ciddi bir yük. hangi stresslerle kim karşılaşıyor? Önemli bir soru. çocuklardan çok uzak olmak esasen zor bir şey. annenin söylediklerini kuşlar aktardı şeklinde yaşamak, askerlik vb
özürlülrle ilgil soru; eb kazalara kadınların uğraması, %75 80 gibi bir oran bu. körler ferasyonu kör kadınlara yönelik şiddetle ilgili bir tebliği vardı. o çlaışmada orta kulak iltahabı nediyle sağır kalma ornaı erkelrden 3 kat fazla kadınlarda. basit bir antibiytok tedavisi ile geçebilecekken. aileler gerekli bulamayabiliyor. saniyinin feminizsyonu konusunda .......
kırsal alanda kadını güçlendirmek eşit katılımcılığın sorunu yaşaynalrın kendi sorunlraını bulmasına katkı vermenin önemli olduguu düşünüyorum. kendilerinde cisimleşmiş sorunlarını ve fikirlerini ortaya çıkması benim burda ezebrden söyleceginden daha yararlı.
feminizm kent soylu degil trde. emekten yana tarif edeb orta sınıf kadınları bunu kendilerine dert edinmiştir. farklı kimliklerimiz de var ve bunlar üzerinden farklı sonuçlar üretebilyoruz.
zihniyet değişçiminin farklı araçları nasıl olabilir. bilgiley ulaşmak, ve bunun iiçn özel kaynak ayırlımış programlar önemli olabilir.
Bülent: tr küçük işletmeciliği azalatırsa gıda güvenliğini de riske edersiniz.
muhafazakarkaşlma iki şekilde olur. siyaseten muhfazakarlaşma digeri ise insanların davranışlarındaki muhafazakarlamşa yani apolitikleşme en tehlikelisidir. bencil muhfazakar bireyler olmaya başladık.
mevsimlik tarım işçilerinin çocujlarının eğitim sorunu. kızlar okulu çalışmaları göürnenin %10.
Notlar:
  • Türkiye’de 6 milyon kadın ev eksenli çalışıyor.
  • Kırda kadınlar için ortalama eğitim yılı 3,1.
  • Dünyadaki yoksulların %70’i kaddır.
  • Tarımda çalışan kayıt dışı iş gücünün &98,5’i kadın.
  • Çalışan kadın sayısının %48,5’i tarımda, %36,5’i hizmet sektöründe, %15’i ise sanayi sektöründedir.
  • Kadınlar dünyadaki toplam işlerin 2/3’sini yapmasına rağmen gelirin %10’unu kazanıyor.
  • Kadınlar dünyadaki toplam mülkiyetin 1/100’ine sahip. Türkiye’deki bu oran %0,8. genelden yüksek ancak bunun sebebi erkeklerin vergi yükümlülülüğünü azaltmak, acra kaçırmak gibi sebeplerle kednilerine ait mülkleri kontrol edebilecekleri kadınların üzerlerine yapmaları.
  • Türkiye’de 1,3 milyon erkek, 80 bün kadın girişimci var. Dünyada kadın CEO oranı %5 iken Türkiye’de %12. Bu ilk bakışta iyi bir oran gibi görünebilir ancak bu kadınlar Güler Sabancı, Ümit Boyner, Arzuhan Yalçındağ gibi sermayeyi temsil eden kadınlardır.
  • Kırsaldan kente göç eden her 10 kadından sadece 1 veya 2 tanesi iş bulup çalışıyor.
  • Nallıhan pilot yerleşimlerden biri, kadın duyarlığının yüksek oldugu bir yerleşim. burdaki kadınları kutlamak lazm. Türkiye’ye örnek oluyorlar.
  • en fazla ev eksenli kadın kırsalda yer alıyor. Kentli kadınlar kırsaldaki kadınları sömürüyor.
  • Tarımda çalışanların %87si kayıt dışı
  • tarımda kadının iş gücüne katılımını göz ardı edersek 10 kadından bir tanesi iş gücüne katılıyor. her iki kadından bir tanesi tarımda çalışıyor. erkelerden 5 tanesinden biri tarımda. tarımın kadınsallaşması söz konusudur.
  • tarımsal kalkınma kooperatiflerde kadınların oranı 0.8.
  • yasa koyucu tarımda çalışanları sosyal güvenlik sitemine almamak için her türlü koşulu koymuş. mesela 180 gün çalışması şartı %95 i devre dışı bırakıyor. işveren 29 gün çalıştırıyor 29.gün çıkarıyor.
  • 1 kişinin tarınm sigortası kapsamına girmesi için oradaki işletmenin 50den fazla işçi çalıştırması lazım. Türkiye’deki işletmelerin %90i 100 dekarın altında. var olanlar da tigemin. bu nedenle sosyal güvenlik açısından bu olaya kadin erkek açısından değil de sistemsel bir çözüm olarak bakmak lazım.
  • emeğin görünmezliği kavramını ele almak lazım.
  • rakamlarda ciddi sorunlar var. işsizlik rakamları çelişkili
  • ev kadını rakamı istihdam rakamlarının dışında tutluyor. bunu açıklamak gerekiyor. bazen tüik bunu katarak hesap yapıyor. sanki kendi tercihleriymiş gibi çalışmamak. ILO’nun bu konuya dair 3 sorusu var:
-          iş arıyor musunz?
-          iş aramaya hazırmısınız?
-          en geç 1 ay içinde çalışmaya uygun musunuz?
  • 40 yaşını geçmiş, evde çalışan, hiç deneyimi olmamış, çevreye de bakıyor üniversite mezunları bile zor iş buluyor. umudu kırık işsiz kategorisi budur
  • kadın ev kadını olarak kodlanıyoruz ve bunlar iş gücü piyasasının dışında kalıyor.
  • bir kontrol sorusu var, nerde nazike sor
-          son bir haftada 2 saatlik de olsa ücret karşılığı bir iş yaptınız mı
  • sigorta primi ödenmediğinde yurttaşlık onurununa uygun devlet katkılı sogorta programlarına ihtiyaç var.
  • Halbuki Türkiye’nin altında imzasının olduğu CEDAW 14. Maddede şunu diyor:

1. Taraf Devletler, kırsal kesim kadınlarının, karşılaştıkları özel sorunları ve ekonominin parasal olmayan sektöründeki çalışmaları dahil ailelerinin ekonomik bakımdan ayakta kalması için oynadıkları belirgin rolü göz önünde tutacak ve işbu Sözleşme hükümlerinin kırsal kesimdeki kadınlara uygulanmasını sağlamak için gerekli bütün önlemleri alacaklardır.

2. Taraf Devletler, kadın ve erkeklerin eşitliği prensibine dayanarak, kırsal kalkınmaya katılmalarını ve bundan yararlanmalarını sağlamak için kırsal kesimdeki kadınlara karşı ayrımı ortadan kaldıran tüm uygun önlemleri alacaklar ve özellikle kırsal kesim kadınlarına aşağıdaki hakları sağlayacaklardır:

a- Her seviyedeki kalkınma planlarının görüşme ve uygulanmasına katılmak,

b- Aile planlaması konusunda bilgi, danışma ve hizmetler de dahil olmak üzere yeterli sağlık hizmetlerinden faydalanmak,

c- Sosyal güvenlik programlarından doğrudan yararlanmak,

d- Teknik yeteneklerini geliştirmek amacıyla tüm toplumsal ve yaygın hizmetler ve birlikte fonksiyonel okur-yazarlık dahil, resmi ve gayrıresmi eğitim ve öğretimin her türünden yararlanmak,

e- Ekonomik fırsatlardan kendi işinde çalışma veya tam istihdam yoluyla eşit olarak yararlanmak amacıyla kendi kendine yardım grupları ve kooperatifler oluşturmak,

f- Bütün toplumsal faaliyetlere katılmak,

g- Toprak ve tarım reformunda ve bunun yanısıra yeniden iskan projelerinde eşit muamele ve tarımsal kredi ve borçlanma, pazarlama kolaylıkları ile uygun teknolojiden yararlanmak,

h- Özellikle konut, sağlık, elektrik ve su temini, ulaştırma ve haberleşme konularında yeterli yaşam standartlarından yararlanma haklarını sağlamak. 

·         Tarımda çalışanlar için ülke içindeki yasal düzenlemeler oldukça sorunlu. 50’den az işçi çalıştıran sosyal güvenlikten yararlanamıyor. Sosyal güvenlikten yararlanma ön koşulu ardışık 30 gün çalışmak ancak pek çok üründe 30 gün üst üste çalışılmıyor veyahut işveren 29.gün tarım işçisini işten çıkarıyor.
·         Yaklaşık 1 milyon gezici/geçici tarım işçisi var. Bunlar 81 ilin 41’inde çalışıyorlar. 2001 krizinden sonra memur aileleri de bu şekilde çalışmaya başladılar. Bunların büyük bir kısmı ucuz işgücü oldukları için kadınlardan oluşuyor. Sigortasızlar, sendika ve sosyal güvenlik sistemlerinden yoksunlar, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı yok, dağınık olduklarından ve bilgi düzeyleri düşük olduğu için örgütlenemiyor, kamuoyu yaratamıyorlar. “Ne yapılmalı?” sorusuna %37’si “Bilmiyorum” şeklinde yanıt veriyor. Gittikleri yerlerde “bunlar buraya yerleşir mi?” korkusunu taşıyanlar tarafından dışlanma ve ayrımcılık görüyorlar.

  • Tarımda kadın erkek arasındaki iş bölümü geleneksel rollerimiz üzerinden sürdürülüyor. Üretimin her aşamasında kadınlar yer alırken satış erkek tarafından yapılıyor ve dolayısıyla gelir erkeklerin kontrolünde. Orman Bakanlığı ormanda çalışan kadınların ücretlerini dahi kocalarına ya da babalarına veriyor zira kooperatife üye olanlar genellikle erkek.
2. oturum
Deniz'in açılış konuşması! Deniz’e sor
Konuşmacı, Filiz Bingölce: “Kadına yönelik ekonomik şiddet ve Türkiye’de halleri”
Türkiye’de kadına yönelik ekonomik şiddet adı altında “Süper Kadın Süper Zor” başlıklı bir kitabı var.  Evde ya da iş yerinde çalışan, para kazanan, ,iş gücü piyasasında boy gösteren, meslek sahibi kadınların kaçamadıkları; kaçmakla da kurtulamadıkları bir olgu var: Ekonomik Şiddet.
İki ana kaynaktan beslenerek kadına yöneliyor bu şiddet. Birincisi “mikro ölçekte” aile ilişkileri, ikincisi “makro ölçekte” kamusal ilişkiler. Kimi zaman geleneksel aile bağları nedeiyle ekonomik anlamda sömürülüyor kadın. Kimi zaman da kapitalizmin piyasa mantığı ve yapısal kısıtlar nedeniyle engelleniyor, mağdur ediliyor.
Aslına bakılırsa olguyu sadece ekonomide aramak da yeterli olmuyor; yansımalarına özellikle dikkat etmek gerekiyor. Çağımızın “süper kadın”larının “çifte mesai”li yaşam biçimleri içinde gizlenen bir olgu olduğu için “ekonomik şiddet” hem diğer tüm şiddet türleri üzerinde “çarpan etkisi” yaratıyor hem de bir ölçüde “gölge olgu” şekilnde var olarak “kadın emeğinin ve varlığının değesizleştirilmesi”ne yol açıyor... üstelik kimi zaman “kendinden vermek, kendinden vaz geçmek” türünden ifadelerle bir gönüllü özveriyi tanımladığı için olsa gerek mağdurun bilincinin altında bile yer buluyor.
Bu çerçevede 5 ilde 55 kadınla görüşme yapmış, bunlardan da 15i tarım işçiligi yapan kadınlardan oluşuyor. Kadına yönelik ekonomik şiddeti ekonomi tarihinin yazmadğını belirtti. Tarım sektörünün bu anlamda en dertli sektör olduğu ve tarım işçiliğinde kadınlarda mülksüzlük ve yoksulluk çok temel bir mesele olduğunu vurguladı. Toprak sahibi kadınlar bile mutsuz bu ataerkil sistemden. ayakta durabilmek icin sürekli dayatılan kurallar var. gülmememk, sade olmak vs Tarımda kadınların yaşam koşullarının feci olduğunu, ilkel yaşam koşullarına katlandıklarını belirtti. Ancak örüşmeler sırasında bu kadınların hiç de salak olmadıkları ve evlerini, çadırlarını, sofralarını yabancılarla paylaşmaktan çekinmediklerini görmenin mutluluk verici olduğunu ifade ederek kitaptaki röportajlardan bazı bölümlerle sunumuna devam etti:
Görüşme no:11
Biberay Ekim 2009 Konya
Biberay geçici tarım işçisi olarak tarlada turp söküyor. Yaşı 75... özellikle bakmakla yükümlü olduğu torunlarının varlığı nedeniyle çalışmak zorunda olduğunu anlatıyor. Yorgun bedeninde gayter, yüsünde ise içten bir gülüş var. “bizi gülerken ağlattıkları için biz de ağlarken gülmeyi öğrendik” diyor ve atma bir mani patlatıyor.”
Diğer örnek olarak verilen kadınların ifadeleri ve devamı için BKZ EK3
Notlar:
  • Açıkhavada çalışan insanların özgüveni yüksek oluyor. doğaya kentli algılar üzerinden bakmıyorlar. bir arada yılanla yaşayabiliyorlar.
·         Bu insanların, bu kadınların bizim sandığımız gibi zavallı, mağdur veya salak değil… Genç kızlar kazandığı parayla pizza yemeye gitmiyorlar arkadaşlarıyla buluşup, kendileri için harcamadıkları belirtildi..

  • kadınların iş türkülerine ilişkin çalışma yapmış.
  • Çocuklarının eğitimi için mücadele ediyorlar. topraksız olmaları çok vurgu yapılan bir şey. yerlerinde dursunlar derken aslında geldikleri yerde de yerleri yok.
  • Ataerkil yapıyı çözecek bir toprak reformu yapılmalı.
  • Geçici tarım işçisi gezici tarım işçiliğine karşı olabiliyor. ancak kendilerinin sayısı yetmediğinde gelmesine bir şey demiyorlar.
  • Olayın insani düzeyde ele alınması gerekir, kadın erkek olarak ayırmanın doğru olmadığı savunuldu. Buna karşılık bunun bir kadın sorunu olduğununu savunanlar oldu ve konu herhangi bir sonuca ulaşılmaksızın tartışıldı.
Konuşmacı Pof.Dr. Bülent Gülçubuk: “Gezici ve geçici tarım işçiliği”
BKZ EK4
06 Kasım 2010 Cumartesi
1. Oturum:
Konuşmacı, Mustafa Bektaş: “Kadın örgütlenmesi ve Nallıhan örneği”
Nallıhan Turizm Gönüllüleri Derneği’ni yerelden 7 kadın kurdu ve dernekte herkes gönüllü çalışıyor. hiç bir işekilde profesyonel çalışan yok. Kurarken 3 tane amaç belirlendi:
  • turizm
  • kültür
  • doğa
bu başlıklar içini doldurabilir miyiz sorusu üzerine düşünüp tüzük ona göre hazırlandı. İyi bir araştırma yapmadan, iyi bir altlık oluşturmadan proje çöplüğü oluyoruz. kaynaklar boşuna kullanılıyor. iyi bir ön hazırlık yapmak gerekiyor ve Nallıhan’da 8 ay boyunca envanter çalışması yapıldı. Dışarıdan bir gözün olmasını önemsediler çünkü ,çeriden bazı şeyleri göremeyebiliyorsun.
Nallıhan’la ilgili envanter çalışmasını yaparken şu noktaları ortaya çıkararak bunlar üzerine yoğunlaşma kararı aldılar:
NALLIHAN'DA   GEZİLECEK   YERLER
TARİHİ YAPILAR VE KALINTILAR
1. Nallıhan merkezde 1595 yılında Nasuh Paşa tarafından yaptırılan Nasuhpaşa  Camii                                                         2. Nallıhan merkezde 1595 yılında Nasuh Paşa tarafından yaptırılan Kocahan                                                                            3. Nallıhan merkezde 1890 yılında   yapılan Tarihi Belediye Binası                                                                                                   4. Nallıhan merkezde 1944 yılında başlayan 1945 yılında bitirilen  Eski Halkevi                                                                          5. Nallıhan merkezde tarihi bir mekanda İL-ÇE Kültür ve Sanat Vakfı                                                                                                6. Uluhan köyünde ; Nasuh Paşa tarafından 1595 yılında yaptırılan    camii, han  ve hamam kalıntıları ve Osmanlı  döneminden kalma cami                                                                                                                                                                           7. Çayırhan'da ; 1595 yılında Nasuh Paşa tarafından yaptırılan ve baraj   suyu  altında kalan  Han kalıntıları                 8. Çayırhan'da ;Mağaralar,                                                                                                                                                     9.Çayırhan Gülşehri  mevkiinde Roma dönemine ait Juliapolis Antik şehrinin   nekropol alanı                                              10. Karahisar Köyünde ; Hisar Kalesi ve harabeler                                                                                                                 11.Beydili Köyü'nde ; Bizanslar döneminden kalma kalıntılar                                                                                          12.Soğukkuyu köyü'nde ; 13.yy'dan kalma Türbe                                                                                                                   13.Subaşı Köyü'nde ; Osmanlılar zamanından kalma hamam  yıkıntıları

İPEK YOLU ÜZERİNDEKİ HANLAR                                                                                                                                         1.Çayırhan  2.Nallıhan  3.Uluhan
TÜRBELER                                                                                                                                                                            1.Emremsultan Köyü'nde; 13.yy'da yaşamış Yunus Emre'nin hocası  Taptuk Emre'nin  Türbesi                                         2.Tekke Köyü'nde; Taptuk Emre'nin kızı Bacım Sultan'ın Türbesi                                                                                         3.Sobran Köyünde; Horasan Erenlerinden  Hasan Dede Türbesi                                                                                4.Ömerşeyhler Köyü'nde;Taptuk Emre'nin müridi Ömer Şeyh  Türbesi                                                                         5.Nallıkozlu Köyü'nde;Taptuk Emre'nin müridi  Şeyh Cafer Sadık Türbesi                                                                      6.Akdere Köyü sınırları içindeki Hoşebe mesire yerinde; Yöre halkı  tarafından  sevilen ve saygı duyulan   Hoşebe Türbesi                                                                                                                                                                                                     7. Çayırhan'da;  Davutoğlan Türbesi
DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE BAĞLI KORUNAN ALANLAR
1. Nallıhan Davutoğlan Kuş Cenneti    2. Hoşebe Mesire Yeri (Ardıç Ormanları)                                                                             3. Anıt  Ağaç ( Kaba Ardıç )                    4. Sarıyar Yaban Koyunu Üretim Sahası                                                                                     5. Yaban Hayatı Geliştirme Sahası        6. Asarlık Tepeler Tabiat Anıtı
BARAJLAR                                                       AKARSULAR
1. Sarıyar  Hasan Polatkan Barajı                            1.  Nallıhan  Çayı                                                                                                               2. Yenice Barajı                                                   2.  Aladağ  Çayı                                                                                                             3. Gökçekaya Baraj
GÖLETLER                                                       ŞELALELER
1. Bozyaka Göleti                                                         1.Uyuzsuyu Şelalesi                                                                                                           2. Çamalan Göleti                              2.Soğukkuyu Şelalesi                                                                                                  3. Eymir Göleti
DAĞLAR
1. Andız Dağı ( 1420 m)           2. Karakiriş Dağı ( 1507 m)                                                                                                                     3. Sarıçalı Dağı ( 1740 m)        4. Sündiken Dağı
YAYLALAR
1. Çive Köyü sınırları içinde Andız Yaylası ( At Yaylası)                                                                                                                         2. Bağlıca Köyü sınırları içinde Bozarmut Yaylası ( Alıç Yaylası)                                                                                                                3. Beydili Köyü sınırları içinde  Beydili Yaylası                                                                                                                                           4. Eymir,Yeşilyurt ve Nallıgölcük Köyü sınırları içinde  Çalı Yaylası                                                                                                         5. Ömerşeyhler Köyü sınırları içerisinde Sarsın ve Kozlu Yaylaları                                                                                                         6. Meyilhacılar köyü Demirçal Yaylası
EL SANATLARI
1. Nallıhan İğne Oyaları 2. Nallıhan Halı ve kilimleri                                                                                                                                  3. Nallıhan Bez dokumacılığı  4. Nallıhan Bindallı işleri, Tel kırma   5. Su Fıçısı


DİĞER ÖZELLİKLERİ
1.İstanbul'un Meyve ve Sebze Deposu (domates, salatalık, biber, asma   yaprağı, nohut, fasulye, lahana, pirinç, nar, şeftali, kiraz, kavun,   karpuz vs)                                                                                                                   2.Karadeniz,Marmara ve İç Anadolu  geçiş noktası , klimatik olarak da   Akdeniz  iklim özelliği taşıması nedeni ile Biyolojik Çeşitlilik  konusunda  zengin  bir bölge                                                                                                                       3.Ankara'ya  160  km, Beypazarı'na 60 km, İstanbul'a 300 km, Bolu'ya 100 km,  Mudurnu'ya 55 km, Seben'e 40 km, Eskişehir'e  120 km  olan bir  ilçe                                                                                                                                                     4. Barajların etrafında, yaylalarda ve dağlarda yürüyüş parkurları                                                                                                       5. Sarıyar  Hasan Polatkan  Barajın'da tekne turu                                                                                                                                  6. Dokuz Dolambaç veya Verici'den Nallıhan'ın seyredilmesi                                                                                                7.Sarıçalı Dağı,Erenler Tepesi:  Anıt; Meşe, Karacam, Ardıç ağaçlarının   görülmesi, Evliyalar Mezarlığı, Tek çift  kuyusu, Kırk kızlar İni ve Kırk kızlar mağarası, Sarıçalı dağının kuzey eteğinde anıt fındık, ıhlamur ve  akça   ağaçlar, Nallıhan Çevresinin seyredilmesi.                                                                                                                                   8.Çulhalar Köyü'nden başlayan; Sarıçalı dağı ve Uyuz Suyu  Şelalesi'nden  devam eden yaklaşık 8 saatlik yürüyüşten  sonra, Karacasu köyü'ndeki  otantik konaklama  yerinde yöresel yemeklerin yenildiği yürüyüş   parkuru.                                                                                                                                                                                                          9. Gelin Kayası                                                                                                                                                                                 10.Andız yaylasında ; Küçük göl, Büyük göl, Migrene ve ağrılara iyi gelen   yel  suyu, Buz tutan  ağaçlar, Söğen Kayası                                                                                                                                                                                      11.Beydili Kayasında ; Tarihi kalıntılar ve anıt ağaçlar                                                                                                     12.Eğri köy ; Mağara ve maden işletmesi                                                                                                                          13.Arkutca Köyü'nde ; Mağara                                                                                                                                              14.Subaşı köyü'nde ; Tarihi mezarlıklar ve Osmanlıların yerleşim  yeri                                                              15.Yenice köyü'nde ; Merdivenli Kale, Kudret Kayası                                                                                                    16.Yakapınar eski köyde ; Anıt kara dut                                                                                                                      17.Kulu köyü'nde ; Caminin arkasında türbe                                                                                                                   18.Tekke Köyü'nde;Bacım sultan,Hamurlu su, Erenler mevkiindeki anıt ağaçlar                                                                    19. Karacasu Köyü'nde ; Anıt fındık, Ihlamur, Meşe ve Karaçam ağaçları                                                             20.Çevresinde; Mihallıçık, Seben ,Beypazarı, Mudurnu, Göynük gibi farklı  mekanların ortasında bir ilçe olması
YEMEKLERİ                                                                                                                                                                    ÇORBALAR  ; Tarhana Çorbası,  Bulgur Çorbası,  Mantı Çorbası Toygar Çorbası, Kızılcık Çorbası, Sütlü Çorba        ET YEMEKLERİ ; Güveç, Çökel, Kafa, Oturtma, Gorçan, Sırım,Balık Güveç                                                       YEMEKLER ; Deneli Patates, Etsiz Biber dolma, Sulu patlıcan   yemeği,  Pirpir, Domates Kurusu, Sütlü Kabak,  Karamancar, Keşkek                                                                                                                                                            PİLAVLAR ; Kapama Pilav, Börülceli bulgur Pilavı, Domatesli pirinç   pilavı , Çıklı pilav                                                        YAPRAK SARMALAR; Zeytin Yağlı Yaprak Sarması, Etli Yaprak   Sarması                                                                      TURŞULAR  ; Sarıyar Turşusu, Tetir Turşusu                                                                                                                            HAMUR İŞLERİ ; Malak (Karma Malak), Keşli Makarna, Kaşıktan Çıkarma ( Suya Atma), Ayman Böreği, Kül Çöreği, Yufka Böreği, Çullu Gözleme, Cevizli Bayram Çöreği, Susamlı Halka, Nallıhan Simiti, Hamur Kızartma, TATLILAR; Baklava, Oklava Baklavası, Sarığı Burma (Saraylı, Deli Oğlan Sarığı, Serale), Tırtır veya Büzme Baklava, Perçem, Höşmerim, Un Helvası, Çekme Helva, Nişasta Helvası, Fırın Kabağı
Envanter çalışmalarından sonra ; Kurum ve Kuruluşlarla ortak projeler yaparak, Tanıtım ve pazarlama çalışmalarını başlattık.
TANITIM ÇALIŞMALARI                                                                                                                                                                   *Turizm  firmalarına  ilçemizin tanıtımı yapılarak, Turlar  düzenlenmesi sağlandı.                                                                 * Belediyemiz tarafından hazırlanan Tanıtım CD’sine ,katkı  sağlandı.                                                                                            * Turizme yönelik, broşür ve kitapcık  hazırlandı.                                                                                                                                 * Yazılı ve Görsel  Basınla iletişim kurularak; TV programları, belgesel çalışmalar, Gazete  ve dergilerde tanıtım yazıları  yayınlanması sağlandı.                                                                                                                                                   * Nallıhan halkına yönelik fotoğraflarla Nallıhan sergisi açıldı.                                                                                                        * Dişişleri Bakanlığının Büyükelçi eşlerine verdiği  resepsiyona katılarak, Nallıhan’ın yemekleri,iğne                                                                                oyaları ve turizm potansiyeli tanıtıldı.                                                                                                                                                     * Tur firmaların’da fotoğraflarla Nallıhan sergisi açıldı.                                                                                                                        * Çeşitli İllerde Nallıhan tanıtım sunuşu yapıldı.
TANITIM VE YÖNLENDİRME LEVHALARI                                                                                                                                          Nallıhan Belediyesi iş birliği ile ;  Nallıhan’ın turizm noktalarını gösteren ve yönlendiren levhalar yapılarak,    İlçemize gelen misafirlerin daha rahat gezmeleri  sağlandı.
YEMEK YENİLECEK MEKANLAR DÜZENLEME ÇALIŞMALARI
 * İlçemize gelen misafirlerin yemek yiyecekleri lokantalar tespit edildi.                                                                                      * Lokanta sahiplerine ve çalışanlarına eğitim verildi.                                                                                                                          * Lokantalarda menüler ve fiyatlar belirlendi.                                                                                                                                   * Yöresel Yemekler yapılması teşvik edildi                                                                                                                                           * İlçemize gelen misafirlerimizin düzgün hizmet alabileceği  2000  kişilik lokanta  kapasitesi sağlandı.          
TURİZM ÇEŞİTLENDİRİLMESİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR                                                                                                              * İlçemizde Turizmin çeşitlendirilmesi  için; Tarım turizmi, Atlarla  gezi gibi aktivitelerin yapılması için de ön çalışmalar  yapıldı.                                                                                                                                                                                    * Kongre,Toplantı ve Çalıştay turizmi için çalışmalar yapıldı.
KÖY TURİZMİ ÇALIŞMALARI                                                                                                                                                             Gelenek ve Göreneklerini yaşatan Beydili köylüleri ile  toplantılar yapıldı, fazla odalarının turizme açılması,  Orta Oyunlarını ve Halk Oyunlarını gelen misafirlere  göstermeleri, Gelen misafirlerin köy yaşantısını   yaşatmaları ile ilgili çalışmalar  başlatıldı
8.TURİZME YÖNELİK EĞİTİM ÇALIŞMALARI                                                                                                                                                * İlçede ve ilçe dışında yaşayan Nallıhanlılarla  Turizm Çalıştayı   yapıldı.                                                                                         * Halka yönelik eğitimler  yapıldı ve yapılmasına devam  edilmektedir.                                                                                            * İlçe Halkına Yönelik Turlar düzenlenerek gezilecek bölgelerin  tanıtılması sağlanıyor.                                                            * Nallıhan merkezindeki İlköğretim ve Liselerde öğrencilere  yönelik eğitim çalışmaları,uygulamalı çalışmalar yapıldı ve yapılması devam etmektedir.                                                                                                                                                   * Nallıhan’a gelen gruplara hizmet sunmak için turizm gönüllüleri  yetiştirildi..                                                                           * Nallıhan Esnaf Odası  işbirliği ile esnaflara yönelik  turizm  eğitim çalışmaları yapıldı.                                                             * Kaymakamlığımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile  Nallıhan merkez ve beldelerindeki okulların öğretmenlerine yönelik,Nallıhan’ın turizm potansiyeli ile ilgili eğitimler verildi.                                                                                * Karacasu köyü,Emremsultan köyü ve Tekke köyünde köylülere  yönelik Nallıhan’ın turizm potansiyeli ve iletişim eğitimleri verildi.
9. KARACASU VE AKDERE KÖYÜNDE YEMEK YENİLECEK  VE DİNLENİLECEK OTANTİK MEKAN ÇALIŞMALARI        *  Kaymakamlığımız ve Belediyemiz iş birliği ile : İlçemizin Karacasu köyünde eski bir okul binası onarılarak,   sadece o köyün  ürünleri ve  oradaki köylülerin  yemek yaptığı  ve misafirlere sunduğu bir mekan  oluşturuldu.                                                                                                                                                                                             * Kaymakamlığımız  işbirliği ile  İlçemizin Akdere köyünde  eski bir okul binası onarılarak, sadece o köyün  ürünleri ve oradaki köylülerin  yemek yaptığı ve misafirlere sunduğu bir  mekan  oluşturuldu
KONAKLAMA İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR                                                                                                                                          *İlçemizdeki 50 kişi kapasiteli  öğretmen evi ile görüşmeler  yapılarak, gelen misafirlerimize hizmet sunması sağlandı.                                                                                                                                                                                           * Belediyemiz işbirliği ile Ayhan Sümer Kültür Merkezinde 21 kişi  kapasiteli misafirhanenin faaliyete geçmesine katkı sağlandı.                                                                                                                                                                          * Kaymakamlığımız tarafından  Karacasu köyündeki eski  okul ve lojmanın 30 kişi kapasiteli kalacak yer olarak onarılıp,  faaliyete geçmesi sağlandı.                                                                                                                                                      * Kaymakamlığımız tarafından Akdere köyündeki eski okul   lojmanın kalacak yer olarak onarılıp,faaliyete geçmesi sağlandı.
HALK EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ İLE ORTAK ÇALIŞMALAR                                                                                                                           * Bez ve kilim dokumada İlçe motiflerinin dokunması ve yeni  tasarımlar için çalışmalar yapıldı.                                            * Halk Eğitim’de iğne oyaları için kurs alanlar, daha sonra  derneğimizde takı kurslarına  katılarak üretim yapamaya  başlanılması sağlandı.
 KAYMAKAMLIK, BELEDİYELER, KURUM VE  KURULUŞLARLA  İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÇALIŞMALAR                                            * Belediyemizin her yıl düzenli olarak yaptığı hıdırelles  etkinliklerine katkı sağlandı.                                                                 * Çayırhan Belediyemiz Göl kenarında gurupların kahvaltı  yapacağı mekanın oluşturulmasına destek verildi.   * Çayırhan Belediyemiz,Sarıyar Belediyemiz desteği ile  Kayıkbaşına iskele yapılması sağlandı.                                             * Tüm kurum ve kuruluşlar, Sivil toplum örgütleri, Meclis üyeleri, İş adamları, Parti ilçe başkanları, Gazetecilerin katıldığı İlçe koordinasyon toplantılarının yapılması sağlandı.                                                                                 * Kaymakamlığımız ve Belediyemiz işbirliği ile Vakıflar Bölge müdürlüğü tarafından, Kocahan’ın onarımının yapılması  sağlandı.                                                                                                                                                                                       * Kaymakamlığımız,Belediyelerimiz ve Anadolu Medeniyetleri  Müzesi,diğer katılımcılarla birlikte Gül Şehri mevkiindeki 1400 dönümlük alanda Roma döneminden  kalma kalıntıların gün  yüzüne çıkarılması için ilgili yerlerden izinler alındı,çalışmalar  başlatıldı.İç Anadolu bölgesinin en büyük Nekrapol alanı  Kayıp Juliopolis kenti bulundu.                                                                                                                                                                                                      * Nallıhan Belediyesi işbirliği ile Ayhan Sümer Kültür Merkezindeki  fuaye salonuna Geçmişten Günümüze İğne Oyaları Müzesi  kurulması için çalışmalar başlatıldı.                                                                                                                   * Çayırhan belediyemiz tarafından  sarıyar barajında turları gezdirmek için tekne alması sağlandı.
14. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İLE İŞBİRLİĞİNE DAYALI  ÇALIŞMALAR                                                                                               * Kaymakamlığımız, Nallıhan, Çayırhan ve Sarıyar Belediyelerimiz, Nallıhanlılar Vakfı işbiliği ile  ; Nallıhanın  Turizm,Doğa ve Kültürüne yönelik   alanlarda  AFSAD ile “Fotoğraflarla Nallıhan Projesi “ başlatıldı. Nallıhan’ın Turizm, Doğa ve Kültürünün yanında değişik mevsimlerdeki  dönemlerinin fotoğraf çekimleri yapıldı.                                                                                                                                                                                                          * Ankaralılar Vakfı işbirliği ile Ankaralılar vakfı salonunda  fotoğraf sergisi açılarak, Nallıhan’ın Tanıtım sunumu yapıldı.                                                                                                                                                                                                * Kaymakamlığımız, Nallıhan, Çayırhan Belediyelerimiz ve Doğa  Koruma Vakfı  işbirliği ile Kuş cennetinde  “Fotosafari”  yapıldı.                                                                                                                                                                                  * AFDAG (Anadolu Folk Dans ve Gençlik Kulübü), Kaymakamlığımız ve Belediyemiz işbirliği ile ;  Avrupa   Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezine, İpekyolu  Avrupa ya gidiyor projesi yapıldı. 
 * Mağara Araştırmaları Derneği ile İlçemizdeki mağaralar araştırıldı.                                                                                              * Kaymakamlığımız, Belediyelerimiz, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halkbilimi Bölümü,Turizm Gençlik Kulübü ve Halk Bilimi Araştırma Derneği (TUBİL) ve Kültürel  İletişim Vakfı ( KİV) ile görüşmeler yapıldı.Nallıhan’ın Somut Olmayan Kültürel Mirası Araştırma ve Geliştirme  Projesi hazırlandı.       * Belediyemiz ve Karavancılar Derneği işbirliği ile Nallıhan’a  karavancıların gelmesi sağlandı.                                                 * Doğal Hayatı Koruma Vakfı İle Uluslararası Kırsal Kalkınma   Çalıştayı düzenlendi.                                                                    * Turizm Gençlik Kulübü ve Halk Bilimi Araştırma Derneği   (TUBİL) ile İğne oyalarımızın; Dubai,Sırbistan ve Katar’da  tanıtılması sağlandı.                                                                                                                                                                      * Doğa Gezginleri Derneği ve Ses TV işbirliği ile Nallıhan’nın  tanıtımı için yürüyüş düzenlendi.                                                        * TASPEK vakfı ile Ankara’daki büyükelçi eşlerinin Nallıhan’da  gezdirilmesi sağlandı.                                                                    * VEKAM ile Ankara’daki büyükelçilik mensupları ve  eşlerinin  Nallıhan’a getirilip, tanıtım yapıldı.                                      * Kaymakamlığımız, Belediyemiz ve Kırsal Çevre ve Ormancılık  Sorunlarını Araştırma Derneği işbirliği ile Köy muhtarlarına yönelik  Enerji Ormancılığı sunumu yapıldı.                                                                                                               * Kaymakamlığımız, Belediyemiz Kırsal Çevre ve Ormancılık  Sorunlarını Araştırma Derneği ile Köylerde ve ilçede ormancılık  haftası etkinliği yapıldı.
İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ İLE ORTAK  ÇALIŞMALAR                                                                                                         * İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Kaymakamlığımız ve Belediyemiz  iş birliği ile ; İl kültür ve turizm müdürlüğü ile yapılan bir proje kapsamında; Broşür, cd, afiş, kitapçık yapılması sağlandı.                                                                                  * İl kültür turizm müdürlüğünün öncülüğünde Kaymakamlığımız ve Belediyemiz işbirliği ile İlçemize, TURSAB ve Tur Operatörleri getirilerek ilçemizin tanıtılması ve  tur  programlarına ilçemizin de dahil edilmesi  sağlandı.                                                                                                                                                                                                          * İl Kültür ve Turizm müdürlüğü, Kaymakamlığımız ve  Belediyelerimiz işbirliği ile 2006-2007-2010 yılı Turizm Haftası etkinliklerinin Nallıhan da kutlanması sağlandı.
16. BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE ANIT AĞAÇLAR KONUSUNDA ÇALIŞMALAR                                                                                    * Kaymakamlığımız, Belediyemiz ve Kırsal Çevre ve Ormancılık  Sorunlarını Araştırma Derneği işbirliği ile Anıt ağaçların yaşının tespit edilip,Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna tescil ettirilmesi  ve tespit edilen anıt ağaçların yayına dönüştürülmesi için çalışma başlatıldı                                                                                                                          * Kaymakamlığımız,Belediyemiz ve Gazi Üniversitesi Biyoloji  bölümünden Prof. Dr. Mecit Vural ile Nallıhan’ın endemik  bitkilerinin tespit edilmesi ve korunması ile ilgili  çalışmalar  yapıldı.   *Kaymakamlığımız,Belediyemiz ve Gazi Üniversitesi Biyoloji bölümünden Prof. Dr Zeki Aytaç ile Sarıçalı dağı florası için 3 mastır tezi verilmesi sağlandı.                                                                                                                                                 * Kaymakamlığımız,Belediyemiz işbirliği ile  Sarıçalı Dağının TABİATI KORUMA ALANI ilan edilmesi için Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne müracaat  yapıldı.                                                                             * Kaymakamlığımız işbirliği ile uyuzsuyu şelalesinin olduğu yer  tabiat parkı olarak ilan edildi.
11. EL SANATLARINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR                                                                                                                                           * Kaymakamlığımız ve Belediyemiz işbirliği ile  Tarihi iğne oyacılığına yeni tasarımlar yapılarak turistlik eşya ve takılar haline getirildi.                                                                                                                                                                             * İğne oyası ile yapılan takıların T.P.E tasarım ve endüstriyel  kullanım hakları alındı.                                                                 * 334 ev kadınına iğne oyacılığı yaptırılarak, tarihi iğne oyacılığının yaşatılması sağlanılarak, aile ekonomisine katkı sağlandı.                                                                                                                                                                                                 * İğne oyası yapan kadınlara S.S.Nal-Etik Kooperatifi kuruldu
SONUÇ:  İlçemizi bugüne kadar;   2005 yılında    1700 kişi,   2006 yılında    8000 kişi,   2007 yılında 19.000 kişi  2008 yılında 26.000 kişi ,  2009 yılında 33.000 kişi  ve 2010 yılında 43.000 kişi   ziyaret etmiştir
  • hiç bir şekilde fon almadılar. tamamen kendi öz kaynaklarını kullandılar.
  • Kadınlarla örgütlenme çalışması yürütmek daha kolay. İşlerine sahip çıkıyorlar, birbirilerine destek oluyorlar.
  • Türkiye’de 3 barajı olan tek ilçe
  • hiç bir şekilde fon almadılar. tamamen kendi öz kaynaklarını kullandılar.
BKZ: EK5
Konuşmacı, Kadriye Sezer: “S.S.Nal-Etik Kooperatifi Çalışmaları”
2005 yılında Nallıhan Turizm Gönülleri Derneğinin kurulmasıyla Nallıhan’a özgü iğne oyalarının yaşatılması ve tanıtılması amacıyla bir ekip kurularak çalışmaya başlandı. Geleneksel oyaların yanında takı tasarımlarıda  yapıldı. Burada amaç Nallıhan’a sosyal ve ekonomik yönden katkı sağlamaktı. Fuarlar ve değişik organizasyonlara gidilerek  tanıtımlar yapıldı. Dernek tarafından yapılan sistemli çalışma gelişerek büyüdü. Bu arada hanımlar kooperatif konusunda eğitimler alarak 2009 yılında Nal-etik Koop. kuruldu. Kooperatifimiz  11  üyesi var. Hanımların kurduğu bir kooperatiftir. Kooperatifimize 421 kadın el emeği iğne oyaları takılar yapıyorlar. Ürünlerimizin kaliteli olabilmesi için hanımlar önce Halk Eğitim  Merkezinde iğne oyası yapmayı öğrendikten sonra  kooperatifimizdeki takı tasarım kurslarına katılarak üretim yapıyorlar.  İğne oyası  ile yapılan takıların T.P.E tasarım ve endüstriyel  kullanım hakları alındı. Ürün katoloğumuzu çoğaltmak için her yıl festival etkinlikleri bünyesinde iğne oyaları takı tasarım yarışmaları yapılıyor. Şuan 540 civarında ürünümüz var. Kadınlarımız aylık 200-700 TL kazanç elde ediyorlar. Takılarımız 13 ülkeye gönderiyoruz.(Amerika, Kanada, Japonya,Dubai  gibi )
Kooperatifimiz kar payı dağıtmıyor. İsteğimiz kadınların üretimini yaptıkları takıların pazarlamasını yapabilsinler.
Kooperatifimizin amaçlarından biride hanımları sosyal yöndende geliştirmek .
HAYALLERİMİZ: Nallıhan kadınlarının konumunu güçlendirerek, iğne oyaları ile dünyada bir marka olmak ve Nallıhan’ı büyük bir atölyeye dönüştürmek.
BKZ: EK6
Notlar:
* Kooperatif üyesi sayısının azlığına dikkat çekildi ve katılımcılardan bunun mutlaka arttırılması gerektiği ifade edildi.
* Nallıhan’da bulunan barajların ekolojik sisteme vereceği zararların farkındalığı ve buna yönelik herhangi çalışma olup olmadığı soruldu. Önlem açısından bir şey yapılmadığı, barajların sadece turizm açısından bir araç olark kullanıldığı ve bu konuya dair bir önlem ihtiyacının şu anda olmadığı cevabı geldi.
* koopertifleri kar payı dağıtmıyor.11 üyesi var. sayıyı çoğaltmak gibi bir dertleri olmadı. kar payı dağıtmamanın nedeni; zenginlerin gelip hisseleri almaması ve kooperatifin kadınlara kalması. girişte 1000 tl para alınıyor. bu yüksek bir fiyat bunu kolaylaştırmaya çalışıyorlar. katkı koyacak kadın gerekiyor.
Koopertif yerele ait bir ürün olan iğne oyasına yönelik önemli çalışmalar yürütmüş. Ankara’ya tanıtım için broşürler bastırılmış. Büyükelçilerin eşleri davet edilmiş ve ürünler tanıtılmış.
2. Oturum:
Konuşmacı, Sibel Demir: “Kırsal kalkınmada cinsiyet dengesi”
BKZ: EK7
Konuşmacı, Nilüfer Dersan: “Kırsal kalkınma çalışmalarında toplumsal cinsiyet yaklaşımı”
BKZ: EK8
Tartışma notları:
  • Konuşma sırasında Erkeklerin ömrünün kısa olmasının sebebinin evi geçindirme sorumluluğu olduğunu, karısının otomobil, yeni mobilya istemesinin buna sebep olabildiği belirtildi. Biraz da kadınların çalışmasının, erkeklerin rahat etemsinin önerilebileceği söylendi.
  • Kırsalda kadınların ilkel koşullarda, orta çağ karanlığında yaşadıkları ifade edildi konuşmacı tarafından.
  • Konuşmacıların kırsalda yaşayanları, özellikle kadınları ele alırkenki üsluplarına ilişkin rahatsızlıklar beliritilmiştir.
  • Kadınların yaşadıkları sorunlardan yine kendilerini sorumlu tutan yaklaşım eleştirilmiştir.
  • Kırsal ve kadın konusunu konuşurken erkeklerin de aslında ne kadar zor durumda olduklarını konuşarak kadın sorununa duyarsızlığı pekiştiren anlayışın kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.
  • Toplam bir patriarkal sistemden bahsetmek gerektiğini ve bunu özellikle Nazik’in sunumunda açtığı toplumsal cinsiyet kavramı ile ele almak gerektiği vurgulanmıştır. Yani kadınları fırsatlardan eşit olarak yararlandırmayan, onları yoksulun yoksulu haline getiren, Türkiye’de ortalama 3 kadının yakını bir erkek tarafından ödürülmesine neden olan bir sistemi tartışmadan veya burdan doğru bir yaklaşım geliştirmeden kadınlara dair herhangi bir şey söylenebiliyor oluşunun  imkansızlığı beliritildi.
  • Kırsal kalkınma çalışması yürütenlerin kendilerini kurtarılmış olarak addederek, kırsaldaki insanları kurtarmak üzere yaklaşımlarının kabul edilemez olduğu ve bunun hegemonik bir modernist anlayışa tekabül ettiği ifade edilmiştir.
  • Kadını ve erkeği bir arada ele alan yoksulluk söylemi üzerinden refaha kavuşmanın kadınların da kurtuluşu anlamına gelmediğini, gerçekliğimizin bu olmadığını ve bu gerçeği burada bulunan tüm kadınların erkek egemenliğini her gün evde, işte, yatakta, mutfakta, okulda yaşadığını ve sorunlarının asla erkeklerin öncelikli gündemi olmayacağı söylendi.
  • Erkeklerin bunu öğrenebileceğini ancak bunun da kadınların mücadelesi ile olabileceğini, erkeklerle oratklıkla olmayacağı ve Nallıhan’ın bu anlamda çok iyi bir örnek olduğu belirtildi. Nallıhan’da kadınlar kendi “survivor” stratejilerini oluştururak erkeklerde bazı davranış değişikliklerini sağlayabilmişle.
  • Yapılan sunumlarda demode bir kalkınma söylemi kullanıldığı ve özellikle ‘90’lardan sonra toplumsal cinsiyet, ekoloji gibi kavramların kırsal kalkınmaya dahil edildiği ve bu kavramların da sürekli yeniden tartışılarak kullanıldığı ifade edildi.
  • Pervin Savran Çoban Sarıkeçililer ile ilgili bir konuşma yaptı. Ana erkil bir topluluk olduklarını, toplumsal cinsiyet rol modellerini sorgulamadıklarını çünkü hayatta kalmakla ilgili sıkıntılarının olduğunu anlattı. İki gündür devam eden sunumların bazılarında kendini kötü hissetiğini, çadırda ve göçebe olarak yaşamanın kendi tercihleri olduğunu bunun aşağı görülmesinden üzüntü duyduğunu ifade etti. Bazı değerleri ortaya çıkarırken bazılarının kaybolabildiğini ancak bunların ötelenmesi gerkemediği anlamına geldiğini söyledi. Göç sırasında kendilerinden otlakiye parası alındığını, gayri resmi olarak toprak bastı parası alındığını ve AB’ye giriyouz söylemi altında kendilerine yasaklar getirildiğini, oysa örneğin; mahkeme kararıyla keçilerinin fidanlara zarar vermediklerinin ispatlandığını, büyük bir ekonomik ve psikolojik baskı altında yaşadıklarını anlattı. Makbuz karşılığı kışlak kirası vermeyi kabul ettiklerini ancak genelde gayri resmi para taleplerinin geldiğini, tejdit olarak ceza yazılacağı söylendiğinde kuzulu keçilerini 2TL gibi bir paraya verdiklerini söyledi.
3. Oturum:
Konuşmacı, Aygül Fazlıoğlu: “TBMM’de kadına yönelik çalışmalar”
BKZ: EK9
Konuşmacı, Egemen Çakır: “DATUR Örneği”
BKZ: EK10
07 Kasım 2010 Cumartesi
Atöyle çalışmaları:
1. Atölye Çalışma Raporu
S.S. Nallıhan Turizm El Sanatları, Kültür, Doğa, Bilim, Eğitim, Araştırma, Uygulama, Üretim, Pazarlama, İstihdam, İşletme ve Kalkınma Kooperatifi hakkında SWOT Analizi ile yapılan değerlendirme sonuçları:
Kooperatifin Güçlü Yanları
1)      Kadınların örgütlenme konusunda bilinçli ve cesaretli olmaları
2)      Kadınlarının ekonomik sorunlarla başa çıkabilme ve yaşamlarının idamesi konusunda becerilerinin artması
3)      Meydana getirdikleri el ürünlerinin yaşamlarının bir parçası olmaları
4)      Kadınlar arasında dayanışmanın artması
5)      İç ve dış pazarla ilişkilerin kurulmuş olması
6)      Yerel yönetimle beraber hareket etme becerisi, işbirliği kanallarının geliştirilmesi
7)      Toplumsal dönüşüm meydana getirmesi (ailede, eşle ilişkilerde, çocuklarla ilişkilerde)
8)      Üretim süreçlerine katılarak çeşitli düzeylerde karar verme yetkisine sahip olmaları
9)      Dinamik bir hayat meydana getirmesi
10)   Kadın dayanışmasının genel kabul görmesi, toplumsallaşması ve saygının artması
11)    Yaptıkları işlerle beraber hayat standartlarını yükseltme ve para kazanmaya yönelik son derece sağlıklı,  gerçekçi ve kendi koşulları için uygun kalkınma anlayışlarını geliştirebilme becerisi elde etmeleri
Kooperatifin Zayıf Yanları
1)      Üye sayısının azlığı
2)      Kooperatif üyelerinin tabana yayılmaması
3)      Üyelik koşullarının katılığı ve yeni üye alımı konusunda başarı gösterememesi
4)      Örgütlenmede ve kurumsallaşmada zayıflık
5)      Kooperatif içerisinde sosyal yaşamın iyileştirilmesine yönelik eğitici kursların verilmesi
Fırsatlar
1)      Yerel yönetim desteğinin tam alınabilmesi
2)      Büyük kentlere yakınlık
3)      Kamuya erişimin kolay olması
4)      Doğanın zenginliği
5)      Ulusal pazarın yanında uluslararası pazara ulaşabilmiş olmaları
6)      Kadınların üretim sürecine katılmalarıyla beraber, gençler için model olmaları
7)      Bulundukları bölge itibariyle faaliyet ve ürün desenini çeşitlendirebiliyor olmaları
8)      Turizm yönünden de zenginliğin fazla olması sebebiyle ürün çeşitliliğinin artması
Tehditler
1)      Çevreyi olumsuz etkileyebileceği düşünülen termik santraller
2)      Nallıhan kooperatifinin gelişmesi ve kadın örgütlenmesi konusundan kısmen dışa açık olması
3)      Pazarda iğne oyası enflasyonu
4)      Çok sayıda üreticinin vazgeçme riski
5)      Toplumsal cinsiyet rol modellerini vurgulamamak
6)      Amatör ruhun kaybedilip tamamen profesyonelliğe kayılması
7)      Yalnızca bir yerel önderin olması sebebiyle uzun vadede örgüt üzerinde risk yaratabilmesi
8)      Başarının korunması ve devamlılığı sağlanmalıdır.

  1. Atölye Çalışma Notları
Tekke köyü Nallıhan ilçeye 17. Km uzaklıkta olup 30-35 hanelidir. Bir orman köyü olan yerleşimde haneye ortalama 10 da. arazi düşmekte. Yaş ortalama 65 civarında olup erkeklerin hemen hepsinin tarım BAĞ-KUR emeklisi olduğu ve ekonomik sıkıntı çekilmediği köylüler tarafından belirtilmiştir. Genç nüfusun köyde yaşamadığı, 1970’li yıllardan beri de köyde okul olmadığı öğrenilmiştir. İnanç turizmi nedeniyle yakın il ve ilçelerden artan sayıda ziyaretçi kabul edilmektedir. Turizme ek olarak köylülerin çevrelerindeki doğal kaynakların da farkında oldukları gözlemlenmiştir.
Yeni muhtar seçimiyle beraber köyde bir değişim yaşanmaya başlamıştır. Maddi zorlamanın da etkisiyle işbirliğine giderek çöplerin toplanması işi sıraya sokulmuştur. Çevreye duyarlılığın da bir göstergesi olarak sayılabilecek bu faaliyet sayesinde köye bir düzen getirilmeye çalışılmaktadır.
Köyde 17 traktör olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte bu makinelerin 25 yıllık olduğu da belirtilmelidir. Ayrıca, bu traktörlerden sadece 4 tanesi ile köyün bütün bitkisel üretim faaliyetleri yapılmaktadır. Yine köyde 2 biçerdöver olduğu fakat bunlardan sadece 1 tanesinin köy için kullanıldığı tespit edilmiştir.
Bitkisel üretim anlamında köyde erken hasat etmeye elverişli kılçıksız başak tipli buğday tarımı yapıldığı öğrenilmiştir. Bu tipin seçilmesindeki önemli nedenlerden birinin çevrede bir domuz istilasının olduğu ve bu istiladan ürünlerin etkilenmemesini sağlamaya çalıştıklarını söyleyen köylüler için domuz avı da önemli bir faaliyet olarak anlatılmıştır. Evlerde 3-4 tüfeğin olduğu ve istalanın önüne geçilemediği belirtilmiştir.
Evlerde kuzine, buzdolabı ve çamaşır makinesi bulunmaktadır. Sıcak su sağlam küzere depolarında yaygınlaşmaya başladığı öğrenilmiştir. Ayrıca kışın soğuktan daha az etkilenmek içinpencerelere PVC yaptırılmaya da başlanmış. Bunda kışın en çok emek gerektiren odun toplama işinin yaşlandıkça insanlara daha zor gelmesi etkili olmakta.
Köyde işbölümü anlamında dağılımın eşit olduğunu söyleyen kadınlarla görüşülmüştür. Muhtar bizi karşılarken karısı da büyükbaş hayvanları otlatmaktan geri dönüyordu.
Bu durum da yaş nedeniyle işlerin dayanışma yoluyla birlikte yapılmasının mı yoksa inanç sisteminden mi kaynaklandığı üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Köylülerin çocuklarından bahsederken kız-erkek çocuk ayrımı yapmadıkları, hatta kız çocuklarınından bahsederken övünç duydukları gözlemlenmiştir.
Tekke köyü üniversiteye genç gönderme konusunda civardaki yerler arasında ikinci sırada yer alıyormuş. Eğitim seviyesinin çok yüksek olduğu, köyden rektör, doktorlar, işadamları gibi insanların çıktığı belirtilmiştir.
Muhtarın planları arasında köyden eğitim vs. gibi nedenlerden dolayı göç edenlerin geri dönüşünü sağlayacak düşünceler var. Bunlar arasında en önemlilerden bir tanesi, erkeğe gelir getirici faaliyetler var. Bunun için geri döneceklere kredi imkanı sunulması gibi seçenekler düşünülebilir. Yaşlılık olgusu Türkiye’deki köylerde sıkça karşılaşılan bir durum olmakla beraber, bu köydeki göçlerin en önemli nedeni eğitim olduğundan geri dönüşün çok da beklenmediği söylenebilir.
Buğday yetiştiriciliği dışında köyde sebze-meyve yetiştiriciliği yapılabileceği, fakat bu tür yetiştiricilik için çok fazla işgücüne ihtiyaç olması nedeniyle köylülerin tercih etmediği, zaten emekliliğin üzerine elde ettikleri buğday gelirinin kendilerine fazlaca yettiğini belirten köylüler olmuştur.
Gün köydeki herkes için 5’te başlıyor, akşam 11 gibi bitiyor. Erkek ve kadınların köydeki işleri bölüşümleri şöyle olmaktadır:
Erkekler;
-       Çöp toplama organizasyonu (nöbetleşe yapılan bu çalışmada görevini yerini getirmeyen kişiden 25 lira alıyor muhtar),
-       Traktör kullanımı,
-       Türbe çevre düzenlemesi,
-       Köy odasının temizlenmesi,
-       Türbe ziyaretçilerine çay ve ikram dağıtımı.
-       Bitkisel üretim aşamalarında çalışma,
-       Mantar toplama,
-       Köyün dış çevreyle olan ilişkilerini düzenleme işlerine bakıyorlar.
Kadınlar ise,
-       Ev işleri,
-       Türbe içi temizlik,
-       Türbe ziyaretçilerinden geriye kalan bulaşıkların yıkanması,
-       Odun taşıma,
-       Hayvancılık işleri (Her hanede 1-2 büyükbaş hayvan bulunmakta, bir ailede yaklaşık 200 keçi yetiştirilmeye başlanmış),
-       Mantar toplama,
Bu işlerin yapılmasında kadın ve erkeklerin kendi aralarında bir dayanışma içinde oldukları köylüler tarafından aktarılmıştır.
Öneriler:
Tekke köyünün kendine özgü durumları bulunmakta. Her ne kadar yaşlılık köyler için bir sorun teşkil etse de bu köydeki göçlerin eğitim nedeniyle daha çok gerçekleşmesi, köyü farklı kılıyor. Ayrıca, eğitim düzeyinin çok yüksek olması da, emeklilik sonrası köye geri dönmeyi de tetikleyici bir unsur değil. Köydeki yaşlılar da çocuklarının geri dönmesine çok istekli değiller. Geri dönecek hem erkek hem kadınlar için köyü cazibeli bir hale getirmek gerekiyor. Özellikle civarda geri dönebileceklerin çocukları için okulların olmayışı önemli bir etmen gibi görünmektedir. Köylüler ayrıca, köye yeni insanların gelmesi düşüncesine sıcak bakmıyorlar.
Ziyaretçiler için hediyelik eşya yapımı gündeme gelebilir mi? Bunu kimler yapmalıdır?
Eşleri ölen kadınlar köyde kendilerini çok yalnız hissettiklerini de belirtmişlerdir. 
  1. Atölye Çalışma Notları
-  Kaynakların tespiti
- Bireysel  kaynaklar (Traktör,arazi,eski evler)
-Turizm için mimari yapı ve inanç turizmi
DOĞAL KAYNAKLAR:
Orman ,içme suyu,verimli topraklar
_KAMU İLE İLİŞKİLER
Kaymakamlık,belediye,tarım desteği var.
Örgütlenmede Muhtarın bireysel çalışması ve imece çalışması var.
FIRSATLAR : Kültürel birikim,doğal yaşam,turizm potansiyeli ve turizme artan duyarlılık
DEZ AVANTAJKAR: Azalan tarım,yaşlı nüfus ,yaşlı tarım aletleri
Yerel Önderlikler  : Gönüllü insanlar,Nal-etik koop.  ve Turizm Gönüllüleri Derneği
Notlar: Cevahir’den notlar istenecek
  • Bülent Hoca: Toplumsal cinisyet konusunda kadınların yaşadıkları sorunlar üzerinde duruldu ve cinsiyet kalıplarının kadının yaadıklarını olumsuz etkilediği..........
  • Kırsal ve kadın konusuna dair feminist bir metodolojiye ihtiyaç olduğu ve feministlerle kırsalın karşılaşmasının önemli olduğu
  • Gelişmişliğin yarattığı kayıplara iyi bakmak gerektiğini
  • Köylerin boşaldığını
  • Yiyeceğimizi kimin üreteceğinin büyük bir sorun olduğunu
  • Tarım ürünlerinin fiyatlarının düştüğünü, çiftçiliğin saygınlığının kalmadığı
  • Çiftçilik yerine endüstriyel tarımın savunulmasi veaynı zamanda çocukların uzaklaştırılması
  • Tarımda bir güvence görünmediği
  • Yiyecek üretmenin saygın bir iş olduğunu anlatmak gerektiği
  • Hayali köy olmayan kadınların çocuklarını da köyde tutmaktan yana olmadıkları
  • Göçle kaybolan tarım bilgisi var. 10 bin yıldır kuşaktan kuşağa özellike kadınlar tarafından aktarılan bir birikimin kaybolduğu ve bu bilginin niteliksiz, boş bir bilgi sayılmasının yıkıclığı üzerinde duruldu. Oysa çocuklara buğday yetiştirmenin ne kadar önemli, erdemli bir iş olduğunu anlatmak gerekiyor.
  • Çiftçi, köy tarımı bilgeliğinin önemini vurgulamak önemli
  • Modernist bir bakış açısıyla gelişmişliği kişi başına düşen çamaşır makinesi üzerinden ölçmeye çalışan insanların nereye baktığını baktığı yerde ne gördüğünü, gördüğünden ne anladığını iyi değerlendirmek gerekiyor.
  • Köylüleri tembel olarak nitelemekle ilgili bir tartışma yapıldı.
  • Kentli kadının daha çok yorulduğu söylendi. Buna karşılık olarak; bu karşılaştırmanın simetrik olmadığı, bunların birbirine karşıt argümanlar olamayacağı, birçok etmeni ve özellikle patriarkal sistemi sorgulayarak ele almak gerektiği söylendi.
  • Politikalarla çiftçiyi üretimden koparmanın onu tembel hale getirdiği söylendi. Buna karşılık tembellik kavramının tartışması yapıldı.
  • Arazi toplulaştırması, sonuçlarının nasıl riskler çıkacağı belilenmeden yapılıyor
  • Toprakların sermayenin eline geçip, köylülerin o topraklarda çalışan haline getirildiği
  • Tarımsal yayım ve envanterleme çalışmlarının yapılması gerektiği
  • Çiftçilerin özkaynaklarının dıoğru kullanmasının önemi

KKG’nin bir sonraki toplantisi icin yapilan bölümden notlar:
-       Datur Projesindan arkadaşımız Egemen’in önerisi kabul gördü.
-       Nisan Mayis (secim öncesi) gibi Erzurum’da Hes’lerle ilgili bir ana baslik altinda yapilmasina karar verildi bir sonraki toplantinin. Nazik için seçim öncesi olduğundan biraz zor olacak gibi göründü ancak bu konunun özellikle seçim öncesi yapılmasının önemli olduğu konusunda hemfikir olduk.
-       Öellikle Artvin vb Karadeniz kentlerinden katilim sağlamak önemli olacaktır.
-       Organizasyon işini Egemen yürütecek. Yonca ona destek verecek ancak gruptan başka arkadalardan da destek istenecek.
-       Toplantıda alt başlıklar oluşturup daha önce Hatay’da ekolojik perspektif, gıda egemenliği vb kavramlara ilişkin oturumlar gerçekleştirebiliriz önerisi geldi. Bununla Ekin ilgilenecek.
-       Katılımın nasıl olacağına dair bazı noktaların altının çizilmesi gerektiği vurgulandı. Düzenli karılımın önemli olduğu ancak bu katılımın sadece toplantılara katılımcı olarak olmaması gerektiği söylendi. Moderasyon ve organizasyonun daha paylasimci ve etkin bir şekilde yapılmasının bugüne kadar daha fazla görev almış arkadaşların ve aslında tüm grubun enerjisini yükselteceği vurgulandı.
-       Her toplantıda konuşma yapmak zorunda kalanlarımız var. Örneğin Bülent hoca bu durumdan rahatsız olduğunu belirtti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder